17- Ukbe b. Ebi Muayt
ve Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kendilerine Beddua Ettiği
Yedi Kişi
1. İbn Mes'ud
- - (-)
24941 (1)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) secdede iken etrafında
Kureyş'ten bazı kişiler vardı. Ukbe b. Ebi Muayt deve selası ile gelip onu
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sırtına attı. Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) başını secdeden kaldırmadı. Sonra Hz. Fatıma gelip onu sırtından
kaldırdı ve bunu yapanlara beddua etti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Allahım! Kureyş'in ileri gelenlerinden Ebu Cehl b. Hişam'ı, Utbe
b. Rabia'yı, Şeybe b. Rabia'yı, Ukbe b. Ebi Muayt'ı, Umeyye b. Halefi veya-
Ubey b. Halefi --buradaki şüphe Şu'be'ye aittir-- sana havale ediyorum'' diye
beddua etti. Daha sonra bunların Bedir savaşında öldürüldüğünü ve cesetlerinin
kuyuya atıldığını gördüm. Ancak Umeyye'nin veya Ubey'in uzuvları parçalanmış ve
kuyuya atılmamıştı.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(240, 520, 2934, 3185, 3854) ve Müslim (4672-5) rivayet ettiler.
24942 (2)- Halef, İsrail
kanalıyla bir önceki hadisin aynısını aktardı.
Ancak rivayetinde:
"Amr b. Hişam ve Umeyye b. Halef" diyerek "İmare b.
el-Velid" eklemesinde bulundu.
24943 (3)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in, Uhud gününden
başka Kureyşlilere beddua ettiğini görmedim. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) o zaman namaz kılmaktaydı. Kureyş'ten bir grup ta etrafında
oturmaktaydı. Yakınında da bir deve selası bulunmaktaydı. Birbirlerine:
"Kim bu selayı götürür ve onun sırtına atar?" dediklerinde, Ukbe b.
Ebi Muayt: "Ben atarım" dedi ve onu alıp Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in sırtına attı. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem), Hz. Fatıma gelip onu sırtından kaldırıncaya kadar secdede
kaldı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allahım! Kureyş'in ileri
gelenlerini sana havale ediyorum. Allahım! Utbe b. Rabia'yı sana havele
ediyorum. Allahım! Şeybe b. Rabia'yı sana havale ediyorum. Allahım! Ebu Cehl b.
Hişam'ı sana havale ediyorum. Allahım! Ukbe b. Ebi Muayt'ı sana havale
ediyorum. Allahım! Ubey b. Halefi -veya- Umeyye b. Halefi sana havale
ediyorum'' diye beddu etti. Bedir savaşında bunların hepsinin öldürüldüğünü
gördüm. Sonra sürüklenerek kuyuya atıldılar. Ancak Ubey veya Umeyye kilolu
olduğundan dolayı (cesedi kokuşup) parçalanmıştı.
[Sahih]
24944 (4)- Abdullah b.
Mes'ud der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kabe'ye doğru
yönelerek aralarında Ebu Cehl, Umeyye b. Halef, Utbe b. Rabia, Şeybe b. Rabia
ve Ukbe b. Ebi Muayt'ın bulunduğu Kureyş'li yedi kişiye beddua etti. Allah'a
yemin ederim ki Bedir gününde onların öldürüldüğünü ve güneşten kokuştuklarını
gördüm. O gün çok sıcak bir gündü."
[Sahih]
24945 (1)- Urve
bildiriyor: Abdullah b. Amr b. el-As'a: "Kureyş'in Resulullah'a
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşı açık olarak besledikleri düşmanlıklar
arasında en ağır olarak gördüğün şey nedir?" diye sordum. Bunun üzerine o
şu karşılığı verdi: Kureyş'in ileri gelenleri Hicr denilen yerde toplandı. Ben
de oradaydım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hakkında konuşup:
"Biz bu adamdan çektiğimiz gibisini daha önce asla kimseden çekmedik. Bu
kişi akıllılarımıza sefih dedi, atalarımıza sövdü, dinimizi ayıpladı,
cemaatimizi böldü, ilahlarımıza sövdü. Biz onun çok büyük suçlarına karşı hep
sabrettik." Veya buna benzer şeyler söylediler. Onlar böyle konuşurken
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkıp geldi ve Rükn'ü istilam etti.
Sonra Kabe'yi tavaf ederkenyanlarından geçti. Ancak yanlarından geçerken
kendisine laf attılar. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) durumunu
yüzünden anlıyordum. Sonra dönüp ikinci defa yanlarından geçince yine kendisine
laf attılar. Yine durumunu yüzünden anlı yordum. Sonra üçüncü kez yanlarından
geçince yine kendisine aynı şekilde laf attılar. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Duyuyor musunuz ey Kureyş topluluğu!
Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki ben sizleri boğazlamak üzere
geldim'' buyurdu. Bu söz onları çok etkilemiş ve onlardan her birinin başına
bir kuş konmuş gibi donup kalmışlardı. Öyle yumuşamışlardı ki, daha önce ona en
azgınca laf atan kişi bile güzel sözlerle kendisini teskin etmeye çalışıyordu.
Hatta: "Ey Ebu'l-Kasım! Sen doğru birisi olarak dön git. Vallahi sen cahil
bir kimse değilsin" diyordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) dönüp gitti. Ertesi gün yine Hicr'de toplandılar. Ben de onlarla
birlikteydim. Birbirlerine: "Sizin ona yaptığınız eziyet i ve onun size
söylediklerini biliyorsunuz. Eğer size istemediğiniz şeyler anlatırsa onu
terkedin" dediler. Onlar böyle konuşurken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) çıkıp geldi. Hep birden onun üstüne yürüdüler. Etrafını çevirerek
dinlerini ve ilahlarını ayıplaması konusunda: "Şöyleşöyle diyen kişi sen
misin?" demeye başladılar. Allah Resulü de (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
''Evet bunları söyleyen benim'' diyordu. Onlardan bir adamın Allah Resulü'nü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) yakasından tuttuğunu gördüm. Hemen Ebu Bekr
es-Sıddik onun önüne geçip ağlayarak: "Rabbim Allah'tır, dediği için bir
adamı öldürecek misiniz?" diye çıkıştı. Bunun üzerine etrafından
dağıldılar. İşte bu olay Kureyş'in, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yaptığı eziyetlerden gördüğümün en ağırıdır.
[Sahih]
Heysemi, Mecma'uz-Zevaid
(6/15, 16): "Ahmed rivayet etti. İbn İshak dışındaki ravileri Sahih'in
ravileridir" dedi.
24946 (3)- Urve b.
ez-Zübeyr der ki: Abdullah b. Amr b. el-As'a: "Müşriklerin Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e yaptığı en ağır şeyi bana anlat!"
dediğimde şunu söyledi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kabe'nin
avlusunda namaz kılarken Ukbe b. Ebi Muayt geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in omuzundan tutup giysisini boğazına doladı ve nefesini kesecek
şekilde sıkmaya başladı. Ancak Ebu Bekr geldi, Ukbe'nin omuzundan tutup onu
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uzaklaştırdı ve: "Rabbim
Allah'tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Halbuki 0, size Rabbinizden
apaçık mucizeler getirdi,[Mü'min 28] dedi.,
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(7/34,127,128,8/426) rivayet etti.